TEDAVİLERİMİZ

Kıl Dönmesi Tedavisi

Kıl Dönmesi Tedavisi

VİDEO GALERİ

Kıl Dönmesi Tedavisi

Kıl dönmesi tıp lisanındaki ismi ile plonidal sinüs, genellikle 15-35 yaş arasındaki erkeklerde görülen, ileri aşamalarında hem hasta psikolojisini hem de sosyal hayatı ciddi oranda olumsuz etkileyen bir cilt hastalığıdır. Erkeklerde bu hastalığa sahip olma oranı, kadınlardaki oranın ortalama 3 katı kadardır. Kıl dönmesi nedir, kıl dönmesinin belirtileri nelerdir,  neden olur, kıl dönmesini önlemenin yolları nelerdir, tedavi yöntemleri ve cerrahi müdahale süreci nasıldır gibi soruları bu yazımızda cevaplayarak bu konudaki merakınızı gidermeye çalışacağız.

KIL DÖNMESİ NEDİR?

Kıl dönmesi, genellikle kuyruk sokumunda gözlemlenen bir cilt hastalığıdır. Vücutta ense, saç ve sırt bölgesinden dökülen kıl ve kıl yumakları, kuyruk sokumunda intergluteal oluk olarak adlandırılan iki kalça arasındaki kıllı ve terli oyukta toplanıp, sürtünmeler ile ter bezi deliklerinden, açıklıklardan ve gözeneklerden vida veya bir matkap gibi dönerek deri altına gömülür ve deri altında kisttik bir yapı oluşturur. Zamanla yağ, kıl, deri atıkları ve epitel dokunun kist içinde birikmesi ile bölgede iltihaplı bir doku meydana gelir. Göbek deliği, koltuk altı, parmak araları ve bikini bölgesi nadir de olsa kıl dönmesi görülebilen bölgelerdir.

KIL DÖNMESİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Son yıllara kadar tedavi yöntemi olarak öncelik ameliyat olmuşsa da, artık başarı oranı oldukça yüksek farklı, modern, konforlu ve hastanın günlük hayatına daha çabuk dönmesini sağlayacak pratik yöntemler tercih edilmeye başlanmıştır. İltihaplanmış bir kıl dönmesine sahipseniz kendiliğinden geçmesi mümkün değildir, mutlaka uzman kişiler tarafından müdahale edilmesi gerekir. Kıl dönmesi tedavisinde amaç, içi kıl, yağ ve epitel doku dolu olan kistin temizlenmesi ve bölgede oluşan boşluğun doldurulmasıdır. Kıl dönmesinin daha derinde olduğu hastalarda kılların temizlenmesi,  lokal anestezi ile sinüslerin çıkarılması ve kristalize fenol uygulaması uygulanan yöntemlerden birisidir.

KRİSTALİZE FENOL TEDAVİ YÖNTEMİ

Kristalize fenol yönteminde, kuyruk sokumu lokal anestezi ile uyuşturulur ve sinüslerin tamamı, kıllardan ve iltihaplı dokudan temizlenir. Daha sonra deliklerden hastalıklı bölgenin içine, yarayı temizleme özelliği bulunan kristalize fenol konulur. İşlem sonrasına günlük yaşantıya geri dönülebilmektedir.

LAZERLE TEDAVİ YÖNTEMİ

Oldukça sık olarak tercih edilen,  ameliyathane ortamı gerektirmeden, kısa süreli, ağrısız ve ayakta gerçekleştirilen bir diğer yöntem de lazer tedavisidir. 30 dakika kadar kısa bir sürede gerçekleştirilebilen lazer yöntemi, lokal anestezi altında yapılır. Kıl dönmesi delikleri genişletilerek kistin içine girilir. Kist duvarı ve kıllar mikro motor ile fırçalanarak kist içi temizlenir ve fiber optik lazer ile içeriye gönderilen radyal ışınlar sayesinde bölge yakılır ve yapıştırılır. Lazer uygulaması yapıldıktan sonra kısa bir süre dinlenen hasta, yatış gereksinimi duyulmadan aynı gün evine gidebilir ve normal hayatına dönebilir.  İşlemden sonra bir süre pansuman yapılması gerekmektedir. 

Her gün zeytinyağlı sabun ile ovarak duş alınması ve sonrasında pansumanın değiştirilmesi tedavi sonrasında dikkat edilmesi gereken konulardır. Tedaviden sonra denize ve kişisel havuza girilmesi konusunda herhangi bir kısıtlama yoktur. Pansumanın ıslanması durumunda yenilenmesine özen göstermek yeterlidir. Kısa sürede günlük hayata dönülebilmesi, sadece lokal anestezi ile gerçekleştirilebilmesi, büyük kesi alanlarının oluşmaması ve çok kısa sürede gerçekleştirilebilmesi gibi nedenler, bu tedavi yöntemini cazip hale getirmektedir.

CERRAHİ TEDAVİ YÖNTEMİ

Ameliyat tercih edilen durumlarda ise, lokal veya genel anestezi ile uyuşturulan bölgede, kesi atılarak hastalıklı doku çıkarılır ve dikiş ile işlem tamamlanır. Primer kapama ameliyatları kolay olmasına karşılık tekrarlanma ihtimali fazlayken, sekonder yani yaranın açık bırakıldığı ameliyatlar, ağrısı az ama uzun süreli pansuman gerektiren bir yöntemdir. Tekrarlama olasılığı daha düşük olan flep ameliyatları, cerrahi açıdan daha zor ameliyatlardır. Ameliyatla tedavi yöntemlerinde uzun ve sancılı bir iyileşme süreci yaşanır. Yürüme, oturup kalkma gibi günlük aktivitelerin bile kısıtlandığı, ortalama 1 ay kadar süren iyileşme sürecinde hastaların sırt üstü yatması yasaktır. Oldukça sık pansuman yapılması gerekmektedir.

KIL DÖNMESİ BELİRTİLERİ NELERDİR ?

Kıl dönmesi, başlarda kişiye rahatsızlık vermediği için erken safhada fark edilmesi zor bir hastalıktır. Zamanla bölgede hassaslık, kızarıklık, kaşıntı, yanma hissi ve şişlik meydana gelir. Bu aşamada sivilce ile karıştırılabilen kıl dönmesinde, kötü kokulu hatta zaman zaman kanlı olabilen akıntı meydana gelir. Sinüs ağzından çıkan akıntı, mikroplar ile birleşerek iltihaplı bir apse oluşmasına, akıntının yeşile dönmesine ve şiddetli ağrıya sebep olur. Apse oluşması ile dayanılmaz ağrılar başlarken, şişlik ve bölgedeki gerginlik artar, iltihaba bağlı olarak ateş ve bulantı görülebilir. Yaşadığı ağrılar nedeni ile hasta yürüyemez ve neredeyse günlük aktivitelerine bile yerine getiremez hale gelebilir.

KIL DÖNMESİ NEDENLERİ NELERDİR ?

Kıl dönmesinin oluşmasının sebeplerin başında aşırı kıllı vücut yapısına sahip olmak, kılların kalın ve sert olması gelmektedir. Kişisel temizliğin ve bakımın özenle yapılmaması da başlıca sebeplerden.  Çok terleyen bir yapıya sahip olmak,  dar pantolon giymek,  jiletle kıl temizliği yapmak,  hareketsiz yaşam tarzını benimsemek,  ailesel yatkınlığın bulunması, uzun süre oturarak çalışmanızı gerektirecek şoförlük, bankacılık gibi bir mesleğe sahip olmak,  bisiklet veya at biniciliği gibi sporlar ile ilgilenmek, daha önceden bu rahatsızlığı yaşamış olmak,  aşırı kilo ve obezite, berberlik, kuaförlük, köpek bakıcılığı, koyun kırkmacılığı benzeri meslek gruplarında olduğu gibi sürekli ellerin kıllar ile temas halinde olması, kıl dönmesini meydana getiren sebeplerden bazılarıdır.

KIL DÖNMESİ NASIL ÖNLENMELİ?

Kıl dönmesine engel olmak için neler yapılabilir sorusunun cevabına gelirsek uzun süreli oturarak çalışması gereken kişiler, dik pozisyonda oturmaya dikkat etmelilerdir. Kişisel hijyene ve bakıma gereken önem verilmeli, mümkünse epilasyon ile kıllar vücuttan temizlenmelidir. Çok dar pantolonlar giymemeli, terletmeyen, pamuklu iç çamaşırları tercih edilmemeli ve günlük olarak değiştirilmelidir. Böylece özellikle kuyruk sokumunun nemli kalmasının önün geçilmelidir. Vücuttaki dökülen kıllar ve tekstil atıkları su ile vücuttan temizlenmelidir. Elleri sürekli kıllar ile temas halinde olan kişiler ise parmak aralarında oluşabilecek kıl dönmelerini engellemek için koruyucu eldiven kullanmaya özen göstermelidirler.

Ücretsiz Muayene Formu

Randevu Alın

    Randevu Alın